Palmiye Yetiştiriciliği - Palmiye Çeşitleri


Palmiye genellikle tropik bölgelerde gördüğümüz yuvarlak gövdeye sahip , geniş yaprakları olan ve 1000 den fazla çeşide sahip olan bir bitkidir. 
Üretimi : Aşı , kökten ayırma ve tohum yöntemiyle olmaktadır

Ekolojik İstekleri :

Sıcak, ılıman ve güneşli iklimlerden hoşlanırlar. Uzun süreli donlardan zarar görürler. Taban suyu problemli olmayan, besince zengin topraklarda iyi gelişirler. Kısacası, verimli ve geçirgen topraklardan hoşlanırlar. Kuru ve kurak topraklara uyum sağlayabilirler.
Yetiştirilmeye uygun olan bölgelerde peyzajda kullanılan önemli bitkilerdir. Görmeye alışık olduğumuz yerler ise ; havuz kenarları ya da caddelerdir. 
Çok çeşidi bulunan bu bitkinin birkaç türüne ait bilgileri sizlerle paylaşalım: 

ÇÖL PALMİYESİ : 

Çöl Palmiyesi Kuzey Amerika'da doğal olarak yetişmektedir. Boyu 20 metreye kadar ulaşabilir. Fotolarda görüldüğü üzere bahçelerde çok güzel bir görüntü oluşturmaktadır. 8-10 metre boylarında siyah renkte meyveleri oluşmaktadır. Genellikle nemli bölgelerde bahçe peyzajında sık tercih edilen bitkilerdendir. 
Üretimi : Bu bitkinin üretimi ve çoğaltılması tohumdan ya da kökten ayırma ile olmaktadır. Çok kurak ve çok sıcak bölgelerde derin topraklarda çok iyi  gelişir. Sıcak rüzgarlara ve çöl havasına dayanıklıdır. 

DATÇA HURMA AĞACI : 
Akdeniz kuşağı bitkisidir. Boyu genellikle 10 - 15 metreye kadar ulaşabilmektedir. 
Üretimi : Bu bitkinin üretimi tohumla ve kökten ayırma yöntemi ile olmaktadır. Sıcak Akdeniz ikliminde , sıcak ve güneşli iklimde , hafif kumlu ve çakıllı topraklarda çok iyi gelişir. 

AKDENİZ BODUR PALMİYESİ : 

Akdeniz bölgelerinde rahatlıkla yetişen bir bitkidir. Ülkemizde de rahatlıkla yetişebilmektedir. Boyu 90 - 150 cm arasında değişmektedir. Yavaş büyüyen bir bitkidir ve çok gövdeli ışık ağacıdır. 

Ligustrum-Kurtbağrı Yetiştiriciliği


Latince adıyla Ligustrum olan halk arasında ise Kurtbağrı bitkisi olarak bilinen bitki yaprak döken ya da her dem yeşil çalı ya da ağaç türünde bir bitkidir. Bitkinin yaprakları karşılıklı dizilmiş, kısa saplı ve kenarları dişsizdir. Genellikle çiçekleri dal uçlarında beyaz renkli ve birleşik salkım durumundadır. Çiçekleri yaz aylarında açar ve çok hoş kokar. Meyveleri üzümsü formdadır. 
Ligustrum bitkisi kolay üretilebilen ve hızlı büyüyen aynı zamanda uyumlu oldukları için en ucuz ve en çok kullanılan çit bitkilerindendir. Yani kısacası çit için bir bitki arıyorsanız Kurtbağrı bitkisi çok ideal bir bitki seçimi olacaktır sizin için.
Kurtbağrı bitkisi sağlam bir bitkidir ve budamaya dayanıklıdır. Bu özelliklerinden dolayı iyi bit çit bitkisi olarak kullanılırlar. Bitki en iyi olarak tam güneş alanlarda iyi yetiştirilir. Yarı gölge yerlerde ve şehir ortamlarında da çok rahatlıkla yetiştirilebilirler. Çok yıllık türlerinin çok soğuk havalarda yapraklarının rengi kahverengiye döner. 
Kurtbağrı Bitkisi Yetiştiriciliği

Ligustrum Yetiştiriciliği


Ekolojik İstekleri: 

Ligustrum bitkisi toprak seçen bir bitki değildir. Pek çok toprak türünde yetiştirilebilirler. Bu özelliğinden dolayı da çok tercih edilen bir bitkidir. Hatta bitki kuru yerlerde bile yetiştirilmeye müsaittir. Ancak çok iyi gelişim ve verim isteniyorsa; nemli ve organik maddeler bakımından zengin topraklar ligustrum bitkisi için en iyisi olacaktır. 
Kurtbağrı bitkisinin üretimi tohum ve çelikle olur. Tohum yöntemi çok zaman alan ve sabır gerektiren bir yöntemdir. Tohumla üretimi bu işi ticari amaçla ve profesyonel olarak yapan kişiler daha çok tercih etmektedirler. Üretimin hızlı olması ve gelişiminin hemen olması istenirse en iyi yöntem çelikle üretim yöntemidir. 

Sardunya Çiçeği Yetiştiriciliği


Sardunya çiçeğinin anavatanı Güney Afrikadır. Doğada 230 kadar türü bulunmaktadır. Çok yıllık otsu ve yarı odunsu çalı biçiminde bitkilerdir. Yaprakları parçalı ve palmat damarlıdır. Orta kısımları açık, kenarları koyudur. Çiçekleri yalınkat ve katmerli, kırmızı, turuncu, pembe, beyaz kenarlıdır. 
Güzel çiçekleri için yetiştirilirler. Türüne göre hem saksı yetiştiriciliğinde hem de bahçe peyzaj ve çit bitkisi olarak tercih edilebilirler. Akdeniz ve ege yörelerinde genelde evlerin bahçelerinde görürüz. Diğer bölgelerde balkon ve evde saksı bitkisi olarak yetiştiriciliği yapılmaktadır. 

Sardunya Bitkisinin Ekolojik İstekleri

Bitkinin en iyi gelişimi gösterdiği sıcaklık değeri 15 C derece civarıdır. Kışın sardunyalar en düşük 7 - 10 C derecede bulundurulmalıdır. 
Sardunyalar genelde yüksek orantılı nemden hoşlanırlar. Nem oranının yaklaşık olarak %70 civarında olması gerekmektedir. 
Sardunyalar kışın  bol ışık ihtiyacı duyarlar. Yazın ise daha çok yarı gölge yerleri severler. Yazın özellikle doğrudan güneş alan yerlerde bulundurulmamaları gerekmektedir. 
Bitki büyüme ve çiçeklenme döneminde bolca sulanmalıdır. Çok sıcak havalarda sık sık su püskürtülmelidir. Çiçeklenme döneminden sonra ise fazla su verilmemeli, saksı toprağı orta derecede nemli hatta biraz kuru bile bırakılabilir. Sulamasını hep aynı ölçü ile yapmanız da çok faydalı olacaktır. 
Saksıda biriken su varsa bu mutlaka dökülmelidir. Aksi halde bitkiniz köklerinden çürümeye başlar. 
Sardunyanızın çiçeklenme dönemi dışında su ihtiyacını anlayabilmeniz için saksı toprağına elinizi batırmanız yeterli olacaktır. Eğer elinizi toprağa batırdığınızda nemli ise sulama yapmanıza gerek yoktur. Eğer kuru ise o zaman sulama yapabilirsiniz. Özellikle kış aylarında sulamasına dikkat edilmelidir. Soğuk musluk suyu vermekten kaçının. Oda sıcaklığında dinlendirilmiş su vermeniz bitkinin gelişimi açısından oldukça faydalı olacaktır. 
Bir de kış aylarında verdiğiniz su miktarını azaltmalı, güneşli gün sayısının azaldığı kış günlerinde bitkinizin daha fazla güneş almasını sağlayacak yerlerde bulundurmanız gelişimi açısından oldukça faydalı olacaktır. 
Sardunya Çiçeği Yetiştiriciliği
Foto kaynağı: https://bilgihanem.com/sardunya/#sardunya-ciceginin-sulama-ve-nem-istegi-nasildir?

Sardunya Çiçeğinin Toprak İsteği Nasıldır?

Sardunya çiçeği gübre yönünden zengin toprakları sever. Toprağına biraz da kil karıştırırsanız veya killi toprak karışımı bulursanız bu sardunyanız için ideal bir toprak olacaktır. Çiçekçilerden ya da yapı marketlerden sardunya toprağı ya da killi gübreli karışımlı toprak olarak isterseniz temin edebilirsiniz.
Sardunya Bitkisi Bakımı

Foto kaynağı: https://bilgihanem.com/sardunya/#sardunya-ciceginin-sulama-ve-nem-istegi-nasildir?

Sardunya çiçeğinin sağlıklı gelişebilmesi için kuruyan dal ve çiçeklerini temizlememiz gerekmektedir. Kurumuş dallar bir makas yardımıyla bitkiye zarar vermeden dikkatli bir şekilde bitkiden ayrılmalıdır. Kuruyan ya da solan çiçekler varsa bunlar da temizlenmeli ve bitkiden ayrılmalıdır. 
Eğer bu temizlikler yapılmazsa zamanla bitkimizin sağlığı da bundan etkilenecektir. Daha fazla çiçek ve dalların kurumaya yüz tuttuğunu göreceğiz. 

Sardunya Çiçeği Nasıl Çoğaltılır?

Bitkinin üretimi tohum ve çelikle yapılır. Tohumlar herhangi bir tohum kompostuna şubat ayında ekilir. Ortam sıcaklığının 16 - 18 C derecede bulundurulması durumunda 5- 10 gün içerisinde çimlenme görülür. Oluşan fideler 4-5 yapraklı olduklarında saksılara şaşırtılarak üretimi yapılmış olur. 
Çelikle üretimde ise; çelikler ortalama 7.5 cm uzunluğunda olmak üzere, çiçek tomurcuğu taşımayan yan sürgünlerin uçlarından alınır. Çelikler fazla uzun değilse uçtaki son yaprak bırakılır. Çelikler birkaç saat kurumaya bırakılır. Alınan çelikler hacim olarak eşit miktarda turba ve kum veya perlit karışımına dikilir. 

Growing Climbing Roses

Welcome to the section on growing climbing roses. 

The first thing we should clarify for those wanting to learn about rose growing is that this kind of rose does not behave like a climbing vine. A vine scrambles up and holds itself in place. 

With roses, it is necessary to not only build trellis supports, but also to physically restrain the rose against those supports. Some roses with long arching canes will grow up into supports but for the most part, you’ll have to tie your climbing roses to the support you provide. 

Let me suggest you use a thick or wide supporting tie as thin string will tend to cut into the bark creating other problems. Thick twine or plastic holding clips work adequately and do not damage bark or growing shoots. 

Rules for Growing climbing Roses


The rules for growing climbing roses are pretty much the same as for any other kind of rose. 

You want to ensure they do not suffer from water stress as the first symptom of water stress is a reduction in the number and quality of blooms produced. 

You do want to use significant amounts of compost in the spring to both feed your rose and establish the microorganisms that will both protect and feed the rose throughout the summer. Generally, I throw three to four shovels of compost around the base of each climbing rose; I do not work it in but allow the earthworms to do accomplish this little garden chore for me. A task they willingly perform and enrich the garden soil even further in the process. 

You do want to use compost tea on a regular basis throughout the summer to both feed roses and possibly provide an extra measure of disease protection. 

Deadheading


Deadheading your climbing roses is also a useful exercise although with tall climbers this gardening practice is more practiced in the theoretical than in the practical sense. In other words, with a big climber – don’t worry about it unless you have little else to worry about. 

Other comments and tips on growing climbing roses would include: 

A primer on how to prune climbing roses The illustrations are mine (I'm a gardener and not an artist but you'll get the picture) and they are simplified for ease of understanding. 

Growing Roses Organically

Growing roses organically is not so very difficult if you follow a few of the simple rules below : 




Compost


Get used to using compost as it is the key to great roses. Compost tea is the ideal solution to a wide variety of rose feeding problems and once you get the hang of making it, this is the way to go with organic culture. Compost and compost tea encourage the proliferation of beneficial microorganisms that will combat most rose problems. 

Container Grown and organic roses are no more difficult. I use a weekly dose of fish emulsion to feed the rose and every two week application of compost tea in an attempt (likely futile) to keep the microorganisms alive in my containers. I note that chlorinated city water kills off all beneficial bacteria and fungi in container grown plants. 

Compost Tea


I do water my rose leaves with compost tea to try to keep the beneficial bacterial and fungal populations high on the leaves. The hope here is that I’ll manage to have enough good guys to fight off most of the bad guys. 

Plant Choice Importance


Plant choice is important. Given the choice of a rose that is susceptible to fungal infections such as blackspot or one that resists this disease, then the choice is obvious. Go with disease-resistant roses. 

Avoid Chemicals


Avoid chemicals at all costs. A single dose of fungicide will wipe out all microorganisms on leaf surfaces. This means that the fast-reproducing bad guys will appear again before the slower-reproducing beneficials. By wiping out everybody, you’re guaranteeing the bad guys will reappear first and the leaves will be without protection. Use the fungicides recommended in articles on blackspot and mildews for growing roses organically. 

Drips from the leaf surfaces that hit the soil will also kill off bacteria and fungi in the soil. These are the ones that are fighting disease off in the soil and helping to feed the plant. Fungicides are a quick way to set your plant on a slippery downhill slope. 

Chemical Fertilizers


Avoid chemical fertilizers. The reliance on artificial sources of nitrogen is like feeding sugar candy as a main course. There’s a lot of activity afterwards but it really isn’t nutrition. Numerous studies have shown that plants fed artificial nitrogen have leaves that contain more sugars in them than organically fed plants. 

This extra sugar attracts more pests (pests prefer sweet leaves to normal leaves). So growing roses organically means relying on compost and organic fertilizers to feed the soil first and let the soil organisms feed the roses. 

Organic Insect Control & Growing Roses Organically


Use organic methods of insect control. There is a growing library of articles up on the sites that deal with a wide variety of pests using organic methods. From strong water jets for knocking aphids off bushes (when they hit the ground they become food for beetles). To soap to kill off others. To rotenone and diatomaceous earth for other pests along with iron phosphate controls for slugs, there are no rose pests that resist organic controls (you just have to figure out what the pest is and which control to use). 

All of the articles on this site and my other sites are environmentally based and doing a search will find you a ton of information you can use for growing roses organically. 

Kaktüs Yetiştiriciliği ve Bakımı


Kaktüs bitkisi; çok fazla çeşidi olan, genelde dayanıklı, kolay şekilde yetiştirilebilen bir bitkidir. Genelde çöllerde görmeye alıştığımız bitki, zor şartlarda da hayatını devam ettirebilme özelliğine sahiptir. Dikenleriyle bilinen kaktüsler türlerine göre de çok güzel çiçekler açabilmektedir. Hemen her boyda yetiştiriciliğini yapabileceğiniz kaktüsler bulunmaktadır. Her türünün ekolojik istekleri birbirine benzemektedir. 
Yalnız dikkat edilmelidir ki bazı türlerinin dikenleri zehirli olabiliyor. Bu türlere dikkat edilmesi gerekir. Aksi halde elinizi değmeniz, elinize batması sonucu ufak tefek sıkıntılar çıkarabiliyor. Seçim yaparken bu konuya dikkat edilmesi gerekmektedir. 
Ne kadar dikenli olsalar da aslında çok sevimli ve güzel görünümlü bitkilerdir. Hemen hemen her evde bulunur ve yetiştirilmesi çok kolaydır. 
Kaktüs Bitkisi Yetiştiriciliği
Kaktüs Yetiştiriciliği
Foto Kaynağı: https://www.vivense.com/kuru-cicekli-kaktues-modeli.html

KAKTÜS BİTKİSİNİN BAKIMI VE SULANMASI : 

Kaktüsler genelde susuzluktan değil de aşırı sulamaktan ölen bitkilerdir. Susuzluğa çok dayanıklı oldukları için fazla sulanmayı sevmezler. Bu yüzden dikkat edilmeli kaç gündür sulamadım diye fazla su verilmemelidir. Aşırı su kaktüs köklerinin çürümesine neden olmaktadır. Genel olarak suya ihtiyaç duydukları dönem ; büyüme dönemleridir. Bu dönemlerde ilkbahar yaz dönemleridir. Bu dönemlerde rahatça sulanabilirler ancak diğer dönemlerde kesinlikle dikkat edilmelidir. Genelde mart ayı sonlarında hafif sprey şeklinde sulanmalıdır. Nisandan mayıs ortalarına kadar 15 - 20 gün arayla devam edilir. Eylül başına kadar 1 -2 haftada bir şeklinde devam edilir. Tekrar azaltılarak ekim ayı başlarında sulama kesilir. Kışın birkaç gün haricinde sulanmaz. Buna çok dikkat edilmelidir. Çünkü bu dönemde sulanırsa kökleri çürüyebilir. Kaktüslerin suyu bünyesinde depo edebilme özelliğine sahip bitkiler olduğunu unutulmamalıdır. 

Kaktüslere su verilirken tek şart iki sulama arasında toprağın tamamen kurumuş olmasıdır.
Sulamanın en iyi yapılacağı vakit günün erken saatleri ya da akşam üstüdür. Parlak ve çok güneşin olduğu zamanlarda sulama işlemi bitkileri yakabilir.
Aşırı soğuk ve rutubetli ortamlarda tutulan kaktüslerin gövdelerinde çürümeler meydana gelebilir. Eğer bu tür çürümeler olursa bu bölge kesilerek diğer bölge tekrar dikilebilir.
Kaktüs Bakımı Nasıl Yapılır
Kaktüs Bitkisinin Bakımı
Foto Kaynağı:https://www.sabah.com.tr/yasam/kaktus-bakimi-nasil-yapilir-ne-zaman-cicek-acar-iste-kaktus-bakiminin-puf-noktalari-4740989

Bakımı Hakkında Pratik Bilgiler:

Evde, bir pencere kenarında bakmakta olduğunuz dikensiz bir tür, bir iki sene içinde yavaş yavaş tozlanmaya başlar. Toz birikimi zaman içinde kaktüsün ışık alışını engeller, bundan dolayı kaktüslerin temizlenmesi gerekir. Dikensiz türlerde bu işi bir fırça yardımıyla halledebilirsiniz, ama eğer dikenliyse, bu durumda bir saç kurutma makinesini 15 cm kadar uzaktan, (soğuğa ayarlı olarak) üfleterek tozu uzaklaştırabilirsiniz. Yaz döneminde hortumla yıkamak da düşünülebilir, ama bu işi sabah saatlerinde, güneş şiddetlenmemişken yapmak ve bitki kuruyana kadar gölgede tutmak gerekir. Aksi halde gövdede kalan su damlaları yanmaya neden olabilir. Yıkadığınız suyun kireçli olması halinde gövde üstünde beyaz lekeler oluşabilir.
Kaktüs bitkisi soğuk ve karanlık ortamları sevmeyen bir bitkidir. Bundan dolayı evde güneş alan bölgelerde yetiştirilmelidir. Özellikle güneş ışığı miktarının azaldığı kış aylarında bu konuya çok dikkat edilmeli, mümkünse kaktüsünüzü güneş gören pencere kenarına koymalısınız. Günde en az 6-7 saat güneş almalıdır. 
Toprak isteği olarak hemen her tür toprakta yetişebilir. Ancak en güzel gelişimi geçirgenliği fazla olan topraklarda sağlarlar. Özellikle kumlu toprak karışımı varsa bu çok güzel bir tercih olacaktır. Sulama yaptığınızda bu toprak suyu daha iyi geçirerek tüm köklere yayacaktır. 
Eğer saksı yetiştiriciliği yapıyorsanız saksı tabağında biriken suyu hemen boşaltmalısınız. Aksi halde kaktüs kökleri bu durumdan olumsuz etkilenecektir. 4-6 yıllık bir kaktüsünüz varsa saksı değişimi zamanı gelmiş demektir. 

Kapalı Tohumlu Bitkiler


Kapalı Tohumluların Genel Özellikleri


Kapalı tohumlu bitkiler evrimsel bakımdan en iyi gelişmiş, en büyük bitki grubudur.
Günümüzde yaklaşık olarak 300 000 üyesi bulunmakta ve bu sayı her geçen gün artmaktadır.
Kapalı tohumlu bitkilerin kültürü yapılmakta olup ekonomik değeri fazladır. Bu bitki
grubu oluştukları andan beri diğer bitki gruplarına oranla daha gelişmiş özelliklere sahiptir.
Çünkü vegetatif ( kök, gövde, yaprak v.b. ) kısımları ortam koşullarına daha rahat uyum
sağlayabilmektedir. Kapalı tohumlu bitkilerin organları arasında iyi bir iş bölümü söz
konusudur. Döllenme ve tozlaşma güvence altındadır. Kapalı tohumlu bitkilerde erkek
gametin dişi gametle birleşmesi önce tozlaşma sonra da döllenme olayı ile gerçekleşir.
Tozlaşma, çiçek tozunun dişi organının üzerine konması olayıdır. Bu işlem için rüzgâr,
böcek, kuş, su gibi faktörlerden yararlanılır.

Kapalı Tohumlular
Kapalı Tohumlu Bitkiler

 

Kapalı tohumlu bitkiler için kısaca şu özellikleri sıralayabiliriz:

 
 Tohumları meyve içerisinde bulunduğundan ovaryum tarafından örtülmüştür.
 Odunsu ve otsu çeşitleri vardır.
 Çok yıllık olanların bazıları yaprağını dökerken bazıları yaprak dökmezler.
 Çenek sayısına göre tek çenekli ve çift çenekli diye ikiye ayrılırlar.
 Tohum oluşurken çift döllenme görülmektedir.
 

Kök


Bitkileri toprağa bağlayan ve topraktan su ve suda çözünmüş tuzları bitkiye sağlayan
kısımlardır. Kökler, bitkilerin toprak altındaki kısımlarıdır.
 

Köklerin üç önemli işlevi vardır.


 Bitkinin toprağa tutunmasını sağlar.
 Kökler, toprak tanecikleri arasındaki boşluklardan su ve madensel tuzları emer.
Köklerin emiş özelliği emici tüylerle artar. Emici tüyler kök ucunun hemen gerisinde büyür. Önemli maddelerin emilmesini sağlar.
 Kökler, bitkinin iletim sisteminin bir parçasıdır.
 Odun borusu, su ve madensel tuzları köklerden gövde ve yapraklara taşır.
 Soymuk borusu, besin maddelerini yapraklardan kök sisteminin her tarafına taşır.
 Bazı bitkilerde kök besin deposu görevi yapar ( havuç ).

Kökün dış yüzü epidermisle kaplıdır. Epidermsin altında dolgu dokusundan oluşan bir
canlı kabuk ve ortada iletim dokusu bulunmaktadır.

Primer ( ilk ) kök, tohumun çimlenmesi sırasında, embriyodaki kökçüğün gelişmesi ile
meydana gelmiş olan köktür. Bu kök ana kök hâlinde toprak içinde dikey olarak gelişir ve
yan dallar vererek toprak içinde dallanmış bir sistem oluşturur. Yan dallar taşıyan bir ana
kökten yapılmış olan bu kök sistemine kazık kök adı verilir.

Bitkilerin çoğunda çimlenmenin genç devresinde primer kökten sonra gövdenin tabanından birçok ek kök meydana gelir. Bu köklere saçak kök denir. Primer kökten sonra meydana gelen kökler bazen bitkide yardımcı eleman da olabilmektedir (sarmaşıkta tırmanmayı sağlamak gibi ). Bu şekilde oluşmuş köklere ise ek kökler adı verilir.

Kapalı Tohumlu Bitkilerin Özellikleri
Kapalı Tohumlu Bitki Özellikleri

Gövde


Bitkinin yapraklarını ve çiçeklerini taşıyan organlardır. Bitkinin toprak üstünde
büyüyen esas destekleyici ve üst kısmıdır. Yapraklar, özümleme organlarıdır ve
düğümlerden (boğum) çıkar. Gövde üzerinde yaprakların bağlandığı noktaya düğüm (nodus), iki düğüm arasına da düğümler arası (inter nodus) adı verilir. Koruyucu pullarla kaplı olan tomurcuklar dal uçlarında tepe tomurcuğunu, yaprak koltuğunda ise yan tomurcukları oluşturur. Gövde, bitkinin iletim sisteminin bir parçasıdır. Kapalı tohumlu bitkilerde gövde çoğunlukla düz ve yüksek bir yapıda iken bazen de toprağa paralel yönelmektedir. Ayrıca toprak altında gelişen ve kökeni gövde olan organlar da mevcuttur. Bunlar rizom, yumru, soğan gibi adlarla anılırlar. Çok yıllık otsu bitkilerde bitkinin toprak altında devamlı olarak rizom, soğan gibi organlar vardır. Yarı çalımsı bitkilerde gövdenin alt kısmı odunludur ve canlıdır. Çalımsı bitkilerde gövde odunsudur ve bitkinin birçok gövdesi vardır. Ağaçlarda ise gövde odunsudur.
 

Yaprak


Yapraklar bitkilerde özümlemenin (bitkilerin güneş ışığı, su ve karbondioksit
kullanarak kendi besinlerini yapabilmeleri) ve transprasyonun (buharlaşma ile suyun
yitirilmesi) yapıldığı esas yerlerdir. Tipik bir yaprak, damar ağlarıyla desteklenmiş ince,
yassı bir aya, bir yaprak sapı ve sapın gövdeyle birleştiği yaprak tabanından ibarettir.
Yapraklar, ayanın tek bir birim hâlinde olduğu basit yapraklar ve ayanın birçok yaprakçıktan
meydana geldiği bileşik yapraklar olmak üzere iki sınıfa ayrılır. Bileşik yapraklar,
yaprakçıkların ana eksenin iki yanına dizilmiş biçimde ya da yaprakçıkların yaprak sapının ucundaki tek bir noktadan çıktığı elsi biçimde olabilir. Yapraklar, ayanın genel biçimi, ucu, kenarı ve tabanının şekline göre sınıflandırılabilir.
 

Çiçek


Tohumlu bitkilerin eşeysel üreme organlarına çiçek adı verilir. Başka bir deyimle
çiçek, yaprakları eşeysel üremeye hizmet için özel bir değişime uğramış kısa sürgünlerdir.
Çiçek, tohumlar aracılığıyla yeni bireylerin oluşmasını ve bitkinin devamını sağlar.Tam bir çiçekte; çiçek sapı, çiçek tablası, çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi
organlar vardır. Çiçek sapı çiçeği dala bağlar, çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi
organlar dıştan içe doğru sırayla dört halka şeklinde çiçek tablası üzerine dizilirler.

Çanak yaprak; genelde yeşil renklidir. Çiçeğin en dış kısmını oluşturur; tomurcuk
hâlindeyken çiçeği korur.
Taç yaprak; çiçeğin renkli ve kokulu kısmıdır. Tozlaşmada böcekleri çekerek
bitkinin çoğalmasında önemli rol oynar.
Erkek organ; ipçik denilen bir sap ile başçık denilen şişkin bir kısımdan meydana
gelmiştir. Başçıkta, içinde erkek üreme hücreleri (polen) bulunan çiçek tozu keseleri
bulunur. Polenler olgunlaşınca keseler çatlar ve polenler etrafa yayılır.
Dişi organ; yumurtalık, dişicik borusu ve tepecik olmak üzere üç kısımdan oluşur.
Yumurtalıkta çok sayıda dişi üreme hücresi (yumurta) bulunur. Dişicik borusu, tepeciği
yumurtalığa bağlayan dar kısımdır. Tepecikte çiçek tozlarının yapışmasını sağlayan yapışkan bir sıvı bulunur.

Erkek ve dişi organı bir arada bulunduran bitkilere “bir evcikli”, erkek ve dişi
organları ayrı bulunduran bitkilere de “iki evcikli” bitki denir. Meşe, mısır, çam, kestane ve
fındık bir evcikli, söğüt, Antep fıstığı, kenevir ve kavak iki evcikli bitkilerdir.

Meyve


Tozlaşma; erkek eşey hücrelerini içeren çiçek tozunun, erkek üreme organının bir
parçası olan anterden, dişi üreme organının bir parçası olan stigmaya taşınmasıdır. Tozlanma döllenmeden önce meydana gelir. Tozlaşma aynı çiçekte olabildiği gibi aynı türün farklı bireylerinin çiçekleri arasında da çapraz tozlaşma olabilmektedir. Tozlaşma böcek, rüzgâr yardımıyla olmaktadır. Bunun yanında tozlaşmaya kuşlar, yarasalar ve su da yardımcı olmaktadır.

Döllenme; erkek ve dişi eşey hücrelerin bir döllenmiş yumurta meydana getirmesidir.
Tozlaşmayla çiçek tozu dişi tepecik üzerine taşınır. Eşey hücrelerinin bir araya gelmesi için,
çiçek tozu çimlenir ve bir çiçek tozu tüpü meydana getirir. Bu tüp, aşağı doğru büyür ve
embriyo kesesine girer. Tüpün ucunda taşınan iki erkek gamet de embriyo kesesine girer.
Gametlerin biri yumurta ile birleşerek daha sonra embriyonu meydana getirecek olan zigotu
oluşturur. Diğer erkek gamet, besin deposu görevi yapan endospermayı meydana getirir.
Meyve tam gelişmiş ve olgunlaşmış yumurtalıktır. Yumurtalık, bitkinin dişi üreme
organının tohum oluşturan kısmıdır. Meyve sadece, çiçekli bitkilere özgü bir üründür. Çiçek
tozunun yumurtalığa erişerek yumurtayı aşılamasıyla birlikte hücresel çoğalma başlar.
Yumurtalık yavaş yavaş şişer ve sonunda meyve hâlini alır. Tüm meyveleri beslemekte olan
özsu meyveye de erişir. Özsu, olmakta olan meyveyi besler ve renklendirir. Meyveyi
tatlılaştıran da özsudur.
 
kaynak : megep.gov.tr

En Çok Okunan Yazılarımız